
Ama bu metaller temel hammadde haline geldikçe Çin, daha fazla kaynak milliyetçisi haline geliyor. Bu metallere dayanan sanayiyi ülkeye çekmeyi amaçlayan Çin hükümeti, 2009 yılının sonuna doğru yeni ihracat yasakları getirdi ve nadir metallerin ihracatını yıllık 35 bin ton ile sınırladı. Oysa dünya talebinin 2010 yılında 124 bin ton olacağı (Sadece Japonya'nın talebi yıllık 40 bin ton) ve bu rakamın 2015'te iki katına çıkacağı tahmin ediliyor. Avustralya, ABD, Kanada ve Güney Afrika gibi ülkeler ise kendi ellerinde bulunan rezervlere sarılıp üretimlerini 2050'ye kadar 50 bin tona çıkarmak için şimdiden kolları sıvadılar. Ama hiçbiri optimum kapasiteye ulaşamayacağı için gelecekte bu metallere dayalı sanayilerde kriz de kaçınılmaz olacak gibi görünüyor!

Çin'in ticaret ortakları şimdi Dünya Ticaret Örgütü (WTO) aracılığıyla Pekin'in ihracatta daha cömert olmasına çaba sarf ediyor. Ama kendi sanayisinin taleplerini bile karşılayamadığını ileri süren Çin buna yanaşmıyor. Öyle görünüyor ki nadir metaller sıkıntısı Çin dışındaki ülkelerin üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıp duracak!
0 yorum:
Yorum Gönder